Ankara 5 Şubesi

YÖK Ziyareti

12 Ocak 2015 Tarihinde YÖK Genel Sekreteri Süleyman Necati AKÇEŞME’yi Makamında ziyaret ettik. Şube Başkanımız, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve Yök Temsilcimizin katılımı ile gerçekleşen ziyarette Şubemiz tarafından YÖK Kanunun 8. Maddesinde yer alması istenen maddeler Genel Sekretere sunuldu.  AKÇEŞME, mevzuat çalışmalarının sürdürüldüğünü, kanunun upgrade edilmesi gerektiğini söyledi.

Ayrıca, geçtiğimiz günlerde kişisel sosyal paylaşım sitesinde İdari personel ile akademisyenler arasındaki farklar başlıklı yazısı ile üniversitelerde görev yapan idari personele hakaret içeren yazısı ile tepkileri üzerine toplayan Prof.Dr.Tufan AKGÜNDÜZ hakkındaki şikayet dilekçesi de Genel Sekretere iletildi. Hukuk Müşavirliğince değerlendirilecek olan şikayet dilekçesi şubemizce takip edilecektir.

 

 

Genel Sekretere sunulan Görüş Raporu

YÖK KANUNUN 8.MADDESİNDE YER ALMASI İSTENEN MADDELER

EĞİTİM-BİR-SEN ANKARA 5 NO’LU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ GÖRÜŞLERİ

  

Üniversiteler işlerlik açısından üç paydaştan oluşmaktadır. Sekizinci Maddede Memurlar ve Diğer Görevliler Başlığında Yönetim Örgütleri ve Atamalar Maddeleri yer almaktadır. Üniversitelerin paydaşlarından biri olan idari personelin yürürlükte olan kanun ile ilgili öneri ve talepleri bulunmaktadır.

 

Rektörler, Dekanlar, Rektör Yardımcıları ve öğrenciler sürekli değişirken idari personel değişmemekte, Üniversitelerde devamlılığı sağlamaktadır. Dersliklerin hazır hale getirilmesi, teknik işler, park ve bahçelerin düzenlenmesi, ulaşım, koruma-güvenlik, muhasebe işlemleri, maaşlar, yolluklar, kadro takip işlemleri, onarımlar, yazışmalar, öğrenci işlemleri, depolar, beslenme hizmetleri gibi bir çok hizmet idari personel eliyle yürütülmektedir.  

İdari personel Üniversitenin işleyişinde önemli bir faktör olmasına rağmen ne yazık ki hak ettiği saygınlığı görememektedir. Üniversitelerde idari yapılanma sağlam zeminlere oturtulmalı, varlığı ve önemi bilinmelidir.

 Eğitim-Bir-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi olarak, Üniversitelerde görev yapmakta olan idari personel ile ilgili yapmış olduğumuz görüşmeler sonrasında idari personelin hak ettiği statüye kavuşması için yapılabilecek yasal düzenleme görüşlerimiz aşağıdadır.

Yasal düzenleme yapılabilecek hususlar;

  • İdari personele Performans değerlendirmesi uygulanmalı ölçütler uzmanlar tarafından belirlenmelidir. 
  • Akademik kadrolarda bulunan personelin vekâleten de olsa İdari kadrolara atanmaları engellenmelidir.
  • Üniversitelerdeki tüm idari kadrolara atamalar sınavla yapılmalıdır.
  • İdari kadrolara yapılacak atamalarda en az beş yıl kurumda çalışmış olma zorunluluğu getirilmelidir.
  • Daire başkan yardımcılığı ve müdür yardımcılığı gibi ara kadrolar oluşturulmalıdır.
  • Şef kadrolarında görev yapan personelin özlük hakları ayniyat saymanı kadrolarından daha aşağıda olmamalıdır.
  • Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı açma dönemleri belirli aralıklarla zorunlu olarak yapılmalı veya merkezi sınav sistemi getirilmelidir.
  • Devlet memurları Kanunun 86. Maddesine göre vekalet görevini en az iki yıldır sürdürmekte olanlar, vekalet ettikleri görev ile ilgili Kurumlarında açılacak sınavına girme hakkına sahip olmalıdır.
  • İdari personelin öğrenim görme hakkı engellenmemeli intibak yapıldığında otomatik olarak açılacak sınava girme hakkı elde edebilmelidir.
  • 13/b-4 yetkisi keyfi uygulanmamalı, rotasyon Milli Eğitim Bakanlığında olduğu gibi online başvuru ile rızaya bağlı olarak gerçekleştirilmelidir.
  • Üniversiteler arası geçiş işleminde becayişin önü açılmalıdır.
  • Üniversitede görev yaparken öğretmen olarak mezun olan personel KPPSS’na girmeden Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen kadrolarına kurumlar arası geçiş ile atanabilmelidir.
  • 666 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamede genel bütçe - özel bütçe ayrımına gidilmiş, Üniversitelerde görev yapan mali hizmetler uzmanlarının maaşları arasında fark oluşmuştur. Üniversitelerde görev yapan mali hizmetler uzmanları genel bütçeli kurumları geçmiş, üniversitelerde görev yapacak mali hizmetler uzmanı kalmamıştır. Bu sorunun çözülmesi gerekmektedir.

 

 

 

Şikayet Dilekçesi ve eki

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI

Genel Sekreterliğine

 

Prof.Dr.Tufan GÜNDÜZ Sosyal Paylaşım sitesinde (facebook) 24.10.2014 tarihinde devlet memurlarına hakaret içeren bir yazı yayınlamıştır.

Yayınladığı yazısında;

1.      Memur olmak için özel bir gayret gerekmez.

2.      Memur ortaya alınmış olan/eğer alındıysa gazeteyi okur.

3.      Memur, pazar günleri pijamasıyla dolaşır.

4.      Memur düğünlerde kırdıra kırdıra oynar.

5.      Kadın memurların her zaman giyim kuşam sorunu olur.

6.      Kadın memurlar doğum iznine ayrılır, bir güzel dinlenir, orasını burasını büyütür.

İfadeleri yer almaktadır. Üniversitede devlet memuru olarak görev yapıyorum. Çalışma arkadaşımız olan bir akademisyenin hakkımızda 16 madde ile ifade ettiği “Akademisyen ile Memur Arasındaki Farklar” başlıklı ayrıştırmacı tutum ve hakaret içeren yazı tarafımı rahatsız etmiştir. Konu ile ilgili gerekli işlemlerin yapılması hususunda;

Gereğini arz ederim.

 

Ayhan OKUYUCU

 

 

 

Şikayetçi Olunan:

Adı ve Soyadı             : Prof.Dr.Tufan GÜNDÜZ

Ades                          : Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü ANKARA

Telefon Numarası        : 0312 2976772-132

e-posta                       : tufan@hacettepe.edu.tr


 

 

 


Ek: Prof.Dr. Tufan Gündüz ‘ün sosyal medya (Facebook) paylaşımı

Tufan Gündüz 

24 Ekim, 21:56 • Düzenlendi •
Akademisyen ile Memur Arasındaki Farklar
Bugün Gazi Üniversitesi yemekhanesinde tabldot sisteminin hiç yakışmadığını ve yadırgadığımı, eskiden garsonların servis yaptığını konuşurken aynı masada sendika temsilcisi olduğunu söyleyen "memur" arkadaş, hocalar da memurlar gibi tabldottan yiyip, tabaklarını da "bi zahmet" götürsünler dedi. Ben de sinirlenip, sabaha kadar gözleri pörtleyinceye kadar kitap okuyup, yazı yazıp akşama kadar derse giren adamların masasına iki tabak yemek getirilmesini de çok görmeyin artık dedim. Asıl mesele üniversite memurlarının hocalar konusunu bir türlü içlerine sindirememeleriydi anlaşılan. Aklıma gelen bazı farkları yazıyorum:
1-Memur olmak için özel bir gayret gerekmez. Akademisyen olmak için sıradan bir memurdan farkınızın olması gerekir.
2-Memur sadece 17.30'de işten çıkmayı bekler. Akademisyen için zaman kavramı yoktur. Aslında zaman diye bir şey yoktur.
3-Memur, aylık maaşıyla evini geçindirmeyi düşünür. Akademisyen, kitap almak, dil kurslarına para yatırmak, bilmem neredeki hangi makale için bilmem hangi dergiye para yatırmaktan, arşiv/deney peşinde koşmaktan evinin geçimini düşünemez.
4-Memurun çocuğu hafta sonunu babasıyla geçirir. Akademisyen çocuğu annesiyle.
5-Memurun çocuğu hastalanınca ailecek rapor alınır... Akademisyen çocuğunun hastalandığını akşam eşinin raporundan öğrenir.
6-Memur ortaya alınmış olan/eğer alındıysa gazeteyi okur. Sonra devleti kurtarır. Akademisyen aylık maaşından her defasında yeni kitaplar almak zorundadır ve bunun sonu hiç bir zaman yoktur. sonra devleti kurtarmaktan vazgeçer.
7-Memur tatile giderken, akademisyen arşive gider. Memurun ailesi kumsaldayken, akademisyenin ailesi annesinin yanındadır.
8-Bir memur her zaman geçinebilir. Akademisyen maaşının niçin yetmediğini hiç bir zaman anlayamaz.
9-Memur evini kolaylıkla taşıyabilir. Akademisyen bu kitaplar ne olacak diye kara kara düşünür. Nakliyeci her zaman kitaplar için ayrıca ücret talep eder.
10-Memur akademisyenlerin kendisinden en az iki kat fazla maaş aldığını zanneder. Halbuki Asistanlar, Öğretim Görevlileri, Okutman ve Uzmanlar aynı maaşı, yardımcı doçentler biraz fazlasını alır.
11-Memur, pazar günleri pijamasıyla dolaşır. Akademisyen için günlerin bir anlamı yoktur.
12-Memur düğünlerde kırdıra kırdıra oynar, eğlenir. Akademisyen soğuk soğuk oturur. Herkes ne ciddi adam/kadın der. Halbuki o yazacağı makaleyi, kitabı, araştırmayı, ders notunu düşünüyordu.
13-Kadın memurların her zaman giyim kuşam sorunu olur; kadın akademisyenler zaten sadece örtünürler.
14-Kadın memurlar doğum iznine ayrılır, bir güzel dinlenir, orasını burasını büyütür. Kadın akademisyenler doğum izninde çocuğu kocasına yıkıp/yıkabilirse dil çalışmaya makale yazmaya kalkar.
15-Kadın memur iş çıkışında alış-veriş için dolaşabilir. Kadın akademisyen işten çıkamaz.
16-Memur çocuğunu okulda takip etmez. Akademisyen kazandığı üç kuruştan arttırıp çocuğuna iyi bir eğitim sağlamaya çalışır. Memur, sizin çocuklarınız nasıl oluyorda okuyor diye abuk subuk sorar.
neyse der akademisyen sonunda... memur hiç bir zaman neyse demez.


Paylaş
42 kişi bunu beğendi.
29 paylaşım
Ahmet Şimşek ağzınıza sağlık Hocam.
24 Ekim, 22:19 • 1
Tufan Gündüz memur akşam 9'dan sonra uykusu kaçar diye çay içmez; akademisyen gece 11'de uykusu dağılsın diye kahveye sarılır.
24 Ekim, 22:55 • 4
Gülşen Demirezen Sonuna kadar haklısın arkadaşım. Helal olsun. Bir de ekleyeyim. her memur böyle bir yazı yazamaz. Her akademisyen de böyle bir yazı yazamaz. Bu da senin farkın.Gurur duyuyorum seninle.
25 Ekim, 13:00 • Düzenlendi • 1
Burak Usta Memur saat 10 dedi mi uyur. Akademisyen "Bu makalenin adı neydi?" diye sabahlar.
25 Ekim, 21:14 •